Genel

Banka Hesap Bilgileri

ZİRAAT BANKASI

ŞUBE KODU:  0130

MÜŞTERİ NO: 58175699

HESAP EK NO: 5012

İBAN: TR10 0001 0001 3058 1756 9950 12

Üyelik

İLÇE ADI İŞLETME SAYISI MANDA SAYISI
ÇATALCA 70 2675
EYÜP 63 4987
ARNAVUTKÖY 54  2789
ŞİLE 23 558
BEYKOZ 10 515
TUZLA 3 312
PENDİK 2 97
SİLİVRİ 13 2365
SARIYER 3 397
BAŞAKŞEHİR 5 219
ÇEKMEKÖY 1 12
11 247 14926

Üyeliğe kabul

MADDE 6 – (1) Birliğe üye olabilmek için, birlik kuruluş belgesinde yazılı üyelik hak ve ödevlerini; kuruluş aşamasında Kuruluş Belgesini imzalayarak; somadan girişte ise bir üyelik taahhütnamesi vermek suretiyle kabul etmiş olmak gerekir.

  • Birlik yönetim kurulu, üyelik için yapılan başvuruyu inceleyerek, bir ay içerisinde olumlu veya olumsuz cevaplamakla yükümlüdür. Cevap verilmediği veya cevap olumsuz olduğu takdirde talepte bulunan yetiştirici; birlik denetçileri aracılığıyla genel kurula başvurabilir. Genel kurulun kararı kesindir.
  • Birliğe kabul, yönetim kurulu kararı ile olur. Yönetim kurulu, Kuruluş Belgesinde belirtilen üyelik şartlarını taşıyan yetiştiricileri üyeliğe kabul etmek zorundadır.

Tarımsal               üretici örgütleri birliğe tüzel kişi olarak üye olabilirler. Kanuni temsilcilerini birliğe bildirmek zorundadırlar

Birlik üyeliğinin düşmesi MADDE 7 -(1) Birlik üyeliği;

  1. Üyelikle ilgili şartları kaybettiğinin tespiti halinde altmış gün içerisinde şartlarını sağlamayanlar üyelikten düşürülür.
  2. Ölüm hali

durumların da düşer. Asıl üyeliği düşen kimselerden aday üye şartlarına haiz olanların üyelik statüleri aday üye olarak devam eder

(2) Üyelikten düşmek, üyenin birliğe olan borçlarını ortadan kaldırmaz. Kendisi ya da varis veya varisleri birliğe olan borçlan iki ay içerisinde ödemekle yükümlüdür. Üyelikten düşme, Yönetim Kurulu kararı ile olur. Birlik, üyeye ya da üyenin varis veya varislerine üyelikten düşme durumunu yazılı tebliğ etmekle ve üyelik defterine işlemekle yükümlüdür

Birlik üyeliğinden çıkma

MADDE 8- (1) Birliğin üyelikten çıkma ile ilgili sınırlama kararı olmaması halinde üyeler geçerli bir nedene dayalı olarak kendi isteği ile üyelikten çıkabilirler. Üyelikten çıkma, üyenin dilekçesi üzerine yönetim kurulu kararı ile olur. Üyenin üyelikten çıkması birliğe olan borçlarını ortadan kaldırmaz. Üyelikten çıkan yetiştirici, Birliğe olan borçlarını, üyelikten ayrılış tarihinden itibaren iki ay içerisinde ödemekle yükümlüdür

Birlik üyeliğinden çıkarılma

MADDE 10- (1) Aşağıdaki hallerde yetiştiriciler üyelikten çıkarılır;

  1. Kanun, yönetmelik ve kuruluş belgesinde yer alan üyelik yükümlülüklerini azami dört ay süre ile yerine getirmemek,
  2. Birlik aleyhine, birliğin manevi ve maddi zararına olabilecek faaliyette bulunmak,
  3. Islah programı kapsamında, şahsına kullanım için tahsis edilmiş olan sperma, ovum, embriyo vb. genetik materyalleri kullanmamak veya kullandırmamak,

ç) Islah faaliyetleri ile ilgili olarak birlik veya birlik personellerinin yürütmesi gereken çalışmaları engellemek, birlik tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen işletmesinde çalışılmasına izin vermemek,

  1. Birliğe olan vadesi dolmuş hizmet alımı bedeli ve aidat borçlarını dört ay içerisinde yapılacak iki yazılı tebligata rağmen ödememek,
  2. Birliğin kefaletiyle temin edilmiş kredi ve yardımları birlik talimatı dışında kullanmış olmak,
    • Üyelikten çıkarılmayla ilgili karar birlik yönetim kurulunca genel kurula sunulur. Bu karar, yapılacak ilk genel kurulda kesin karara bağlanarak, ilgili üyeye on beş gün içerisinde noter aracılığıyla tebliğ edilir.
    • Çıkarılma kararı gerekçeler ile birlikte tutanağa ve karar defterine geçirileceği gibi üyelik defterine de yazılır.
    • Üyeler, çıkarılma kararma tebliği tarihinden itibaren üç ay içerisinde, birliğin bulunduğu yerdeki mahkemede iptal davası açabilir. Çıkarılma hakkında yargı kararı kesinleşinceye kadar üyenin hak ve ödevleri devam eder. Üç ay içerisinde mahkemeye başvurmak üzere itiraz edilmeyen çıkarılma kararı kesinleşir.

Birlik Çalışanları

AYSUN UYSAL BİRLİK ÇALIŞANI

 

HALİM ATAKAN  ZİRAAT  MÜHENDİSİ

 

BÜŞRA ATAKAN ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ

Merkez Birliği Delege

YÖNETİM KURULU ASİL
1 ERCAN TAŞDELEN

2 OLCAY DİNÇ

3 ERDİNÇ GEZGÖR

4 ŞABAN BARIŞ

5 KADER KUŞCU

6 ZİYA DEMİREL

Denetleme Kurulu

DENETİM KURULU ASİL
1 ÖZLEM UYSAL
2 İSMET GÜNGÖR
3 ERHAN AKIN

Yönetim Kurulu

YÖNETİM KURULU ASİL
1 ERCAN TAŞDELEN

2 OLCAY DİNÇ

3 ŞABAN BARIŞ

4 KADER KUŞCU

5 ZİYA DEMİREL

6 LÜTFÜ KURT

7 ERDİNÇ GEZGÖR

 

HALK ELİNDE MANDA ISLAHI PROJE SORUMLUSU HALİM ATAKAN VE AHMET YÜCEL

Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği (1)

Unutamayacağım lezzetler Vedat Milor

Unutamayacağım lezzetler Vedat Milor

Geçtiğimiz günlerde üçü İstanbul’un köylerinde, biri Bursa-Karacabey’de yaşayan dört küçük üretici aileyi ziyaret ettim. Kurdukları sofraları öyle lezzetlerle donattılar ki onları uzun süre unutmam imkansız 

Arkadaşım Cengiz Özdemir’in dürtüklemesiyle Feriköy Organik Pazarı’nda birkaç saat geçirmem, bunu izleyen ziyaretler ve televizyondaki “Tadı Damağımda” programım için çekim benim için çok güzel sürprizlerle doluydu. İzninizle farklı izlenimlerimi burada aktarayım.
Taze manda sütü:

Son 10 senede içtiğim en lezzetli alkolsüz içecek
İçtiğim saf ve o sabah sağılmış manda sütü son 10 senede damağımdan geçen en lezzetli alkolsüz içecekti ama bunun dışında aklımda unutamadığım sahneler kaldı.
Merada ve göletlerde otlayan, su içen mandalar ve hemen beride çalışan dört bin kadar hafriyat kamyonu… Gölet ve su kaynaklarının üzeri hafriyat topraklarıyla kapatılıyor. Kamyonları seyrederken benimle fotoğraf çektirmek için iki güvenlik görevlisi geliyor: İkisi de genç, temiz bakışlı, yakışıklı. Yazık oluyor buradaki göllere, meralara diyorum, “Elimizden ne gelir?” dercesine başlarını sallıyorlar.
Eyüp’e bağlı Yukarı Ağaçlı köyünden mandacı Halil Bilen az ama öz konuşuyor. “İstanbul’un son kalan
köyleri de artık elden gidiyor” diyor.
Nezih bir ailesi, cici bir kızı ve küçük bir oğlu var. Mandalar bilmediklerine, tanımadıklarına süt vermezlermiş. Halil Bilen’in oğluna sütlerini sağdırıyorlar.
Halil Bilen’in eşi Rizeli. Ufak tefek, gözleri pırıl pırıl. Önüme bahçe domatesi, biberi, salatalığı koyuyorlar. Sonra da hayatımda yediğim, yiyebileceğim
en iyi tereyağlı kuskus… Dostlukları dünyanın en eski kültürlerinden olan Anadolu insanının özünü yansıtıyor.
Çok seviyorum bu aileyi.

Nakkaş köyü civarında yaşasam her sabah bu kaymağı balla yerim
Çatalca’daki Nakkaş köyünde de unutamadığım bir sahne ve bir lezzet var. Lezzet, Halil Oğlu Turgut Ural’ın ailesinin manda kaymağı. O kadar harika ki bu civarda yaşasam her sabah balla yerim. Şansıma azıcık da manda tereyağı var ziyaret ettiğim gün ama çok az olduğu için satılmıyor, kendileri tüketiyor. Bu yazıyı kaleme almadan bir gün önce Amerika’da bulduğum ithal İtalyan manda tereyağı ile kıyaslıyorum. O da çok iyi ama bizde saf ve doğal olanını bulunca hem artık böyle bir lezzetin bulunmayacağını düşünüp üzülüyor hem de böyle bir şans karşınıza çıktığı için seviniyorsunuz.
Unutamayacağım sahne de köy kahvesinde otururken yanıma yaklaşan hırpani giyimli ama lafını esirgemeyen ilginç bir karakter. Asıl manda kaymağını kendisinin yaptığını, civarda çok kişinin “hile”yle şehirlileri kandırdığını söylüyor. Kendisine de uğrayıp tatmamızı istiyor.
Düşünüyorum. Mandalar kime güvenip kime güvenmeyeceklerini iyi biliyorlar. Biz ise pek bilmiyoruz. Ülkemizde genel olarak bir güven sorunu var. Genellikle duygusal olduğumuzdan birilerini göğe çıkarıyor, sonra yerden yere vuruyoruz.

Çorbayla başlayıp etle sona erecek 4 saatlik bir ziyafet olabilirdi
İnanılmaz bir girişimci Trakya göçmeni olan, Çatalca’nın Binkılıç köyünden Nazan Kurtan. Bitmez tükenmez bir enerjisi, matematiğe çalışan bir kafası var. Kendi tarlasını, başkalarının tarlasını ve gördüğüm kadarıyla eşi ve oğlunu istediği gibi işliyor, çalıştırıyor, yönetiyor, kendi markasını yaratıyor.
Bu kadar işi arasında önüme enfes bir sofra çıkarıyor. Patlıcan salatası o ithal tohum koyu mor patlıcandan değil, beyaz-açık mor patlıcandan. Pazarda renk doğru olmadığı için satılmıyormuş!
O süper ama bahçeden topladığı horoz fasulye, gene bahçenin otlarıyla hazırladığı salata, doğal semizotu salatası ile közlenmiş bahçe biberi ve yerli tohum pembe domates salata da ancak bu kadar iyi olur. Hepsi doğal tarım ve inanılmaz bir emek ürünü.
Bunlar varken tarhana çorbası, çok iyi bir patatesli kuskus ve bol tereyağıyla fırında pişen konfit oğlağın hakkını veremiyorum. 1 saat değil, 4 saatlik
bir ziyafet olmalı bu. Çorbayla
başlayıp, salatalarla devam edip kuskus tek başına gelip etle sona ermeli.

Önce taze kuzu ciğeri sonra kavurması; ikisi de olağanüstüydü
Kalbimin bir kısmı da Bursa-Karacabey’de kaldı diyebilirim. Burhan ailesi mütevazı, misafirperver, saygıdeğer insanlar. Selanik göçmeni Şaban Burhan artık nesli tükenen bir insan tipi. Fazla konuşmasına gerek yok çünkü yaptığı iş ortada. Tarlasındaki çilekler sessizce konuşmuyor, gürültülü şekilde patlıyor. Arkadaşım Oktay da benim gibi dalıyor yemeğe ve çileklerin suyu fışkırıp kamerasını lekeliyor.
Üç farklı tohumdan diktiği domateslerin tadına bakıyoruz. Hepsi sulu, etli, rayihalı. Gerek kavun gerek karpuz olağanüstü.
Üşenmeyip bir de sofra hazırlamış Şaban Bey’in eşi. El kesimi sütlü erişte ve Mihaliç peyniri bileşimi İtalyan şefleri kıskandırır. Bahçenin taze domates, tatlı soğan, yeşil biberi ve pirinç kavurması dört dörtlük. O gün kuzu kesilmiş.
Önce taze ciğeri sonra kavurması.
İkisi de olağanüstü.
Çok da özel bir tatlı hazırlamışlar. Saray tatlısı. Yumurta sarısı, un, süt, karamelize fıstık ve hem limon hem portakal kabuğu. Aşırı tatlı değil. Antakya’daki künefeyle birlikte bu sene yediğim iki kayda değer tatlıdan biri.

Vedat Milor

De-Gusto – www.vedatmilor.com

facebookGoogleYahooDel.icio.usredditTwitterMixxDiggStumpleUponMyscapefriend feed

KAYBOLAN MANDA VE iNEK SUTU

15.08.2014

İstanbul’da manda sayısı son yıllarda roket hızıyla düşüyor. Bu durumda ne mutlu manda sütü içip, yoğurdunu ve olağanüstü katıksız kaymağını bulabilene!

 

İZ TV’de yayınlanan Manda Yetiştiricileri Birliği’nin belgeselini izlediniz mi? İzlemediyseniz; YouTube’da var. Türkiye’de 1980 yılında, bir milyon kadar olan manda sayısı yüz bine kadar geriledi. Aynı dönemde Avrupa’da manda sayısı yüzde 60 arttı.  İstanbul’da manda sayısı son yıllarda roket hızıyla düşüyor. Kala kala günümüzde İstanbul Manda Birliği’ne kayıtlı 10340 manda ve 230 üretici kaldı.
İstanbul’da yaşayıp hayatlarında manda görmeyen çok vatandaş vardır.  Gençlerin çoğu mandanın şeklini bile bilmez. Saf manda yoğurdunun tadını bilen de çok azdır herhalde.

TADINI BİLE UNUTMUŞUM…

Bir hafta sonu manda yetiştiren köylere gidin. Manda sütü için; süt, köy yumurtası, manda yoğurdu ve kaymağı satın alın. Bahse girerim ki; piyasa sütüne alışık olan küçük çocuğunuz saf manda sütünü beğenmeyecektir ama siz mest olacaksınız.

Ben de unutmuştum saf manda yoğurdunun tadını. Taa ki geçen kış Cengiz Özdemir Bey bana saf manda sütünden kendi yaptığı yoğurdu hediye edene kadar. Lezzet bir tarafa, yağlılık oranı koyun yoğurdundan düşük ve midede gaz yapmıyor. Sabah da yiyebilirsiniz, akşam da. Ayrıca biliyorsunuz manda sütünde Omega 3 var; sağlığımız için çok önemli. Eskiden Omega 3, inek sütünde de vardı. Artık yok. Endüstri inekleri kapalı ahırlarda yem yedikleri için sütlerinde Omega 3 olmuyor. Biliyorsunuz; besi inekleri GDO’lu soya ürünleri ile de besleniyor. Ayrıca kuyruk sokumlarından hormonlu iğneyi yiyorlar. Böylece süt verimleri artıyor. Sanıyorum günde 35 litre gibi. Aşırı sağıldıkları için sık sık hastalanıyorlar ve antibiyotik almak zorunda kalıyorlar. Bizler süt ve süt ürünü tükettiğimiz zaman antibiyotik, hormon, GDO, insanoğlu hayvanın verimini artırmak için ne kullanıyorsa hepsini alıyoruz. “Süt ürünlerini hiç kullanmayın” mesajı veren ‘Çin Mucizesi’ gibi bir kitap bu durumda anlam kazanıyor.

YETİŞTİRİCİNİN KABAHATİ YOK!

Besi inekleri 5-7 yıl yaşıyor. Merada otlayan inek ise ortalama 15 sene ama merada otlayan inek besi ineğine göre çok verimsiz. Günde 10-15 litre süt veriyor. Bir kez Rize’nin bir köyünde doğal otlamış ineğin sütünden yapılan fırın sütlacın tadına baktım. Olağanüstüydü. İneklerin bu acıklı durumunda, yetiştiricinin kabahati yok. Ülkemizde meralar bitiyor ve birçok köy boşalmış durumda. Tüccar da üreticiye, kaliteye göre değil; litreye göre fiyat veriyor. Üretici ineği otlatıp verimini üçte bire indirse; iflas eder çünkü kazancı üçte bir azalır. Tüketici sütü kalitesine göre ayrımlaştırmıyor çünkü. Ucuz süt istiyoruz ve içine ortalama yüzde 17 su katılmış besi ineklerinin sütünü içiyoruz. Bu durumda ne mutlu manda sütü içip, yoğurdunu ve olağanüstü katıksız manda kaymağını bulabilene.

  1. HAVAALANI İNŞAATI YÜZÜNDEN…

Öyle 20 TL’ye falan manda kaymağı alırsanız sakın inanmayın. İçinde ne var bu kaymakların kim bilir! Herhalde margarin çok. Sorun şu ki, İstanbul civarında manda yetiştiren köylüler zor durumda. Artık Göktürk’ün berisindeki köyler de şehirleşiyor. Köylünün arazisi, bildiğim kadarıyla, dönüm başına 175 bin TL’ye istimlak ediliyor, köylü de TOKİ’nin yaptığı apartmanlara taşınıp eski yaşam biçimini terk ediyor. Biliyorsunuz mandalar sulak yerde yaşar. 3. havaalanı inşaatı yüzünden mandaların otladıkları meralar imara açılırken, su içip oynadıkları göletler dolduruluyor. Kalan göllerde mandalar su içerken, beride hafriyat kamyonları arı gibi çalışıyor ve zaman zaman bu kamyonların yolun ortasında duran mandalara çarpıp onları telef ettiği de oluyor. 4 bin kadar hafriyat kamyonu faaliyette şu anda. Burada bulunan gölet ve su kaynaklarının üzerlerini düz zemin için kapatmakla meşguller. Para ve rant hırsımız sırtlanların açgözlülüğünden beter. Ama onkoloji klinikleri de dolup taşıyor ve yeni inşaat sahalarını açmak için tabiatı katlettikçe herhalde önümüzdeki 0-20 senede kanserin patlama yapacağını söylemek için kahin olmak gerekmez.

İTALYA’DA YERİZ OLMADI

Acı gerçekler böyleyken, size bir tavsiyem var. Bir hafta sonu atlayın arabaya gidin manda yetiştiren köylere…

Ben öyle yaptım. NTV ekibiyle eylül ayında yayınlanacak çekimler yaptık. Biz Yukarı Ağaçlı ve Nakkaş köylerine gittik. Nakkaş köyünde üreticiler var. Siz gönlünüze göre birini seçin. Gitmişken manda sütü için; süt, köy yumurtası, manda yoğurdu ve kaymağı satın alın. Ah bir de saf manda tereyağı ve İtalyanlar’ın yaptığı gibi mozzarella peyniri olsa. Bahse girerim ki; piyasa sütüne alışık olan küçük çocuğunuz, saf manda sütünü beğenmeyecektir ama siz mest olacaksınız. Yeni kuşaklar çok şanssız çünkü biz onlara olan vazifemizi yapmadık. Günü kurtaralım derken, yarını düşünmedik. Çok gecikmeyin merada otlayıp, göletlerde su içen mandaları görmeye. Çünkü yakında bunlar kalmayacak ve kalan mandalar da besi mandası olacak. “Ekmek bulamıyorlarsa; pasta yesinler” misali, “Biz de bulamazsak İtalya’da yeriz” deyip kara mizah yapmak geliyor içimden! Ama en önemlisini unuttum. Dikkat edin araba kullanırken hafriyat kamyonlarına. Bazıları ters yönden geliyor ve mandaların dışında sizi, bizi de telef edebilirler.

 

MANDA ETİNİN ÖNEMİ

MANDA ETİNİN ÖNEMİ

 

ANADOLU MANDASI, ETİNİN ÖNEMİ VE KALİTESİ

 

Prof.Dr. Alper YILMAZ

İstanbul Üni. Veteriner Fak. Zootekni A.D. Öğretim Üyesi,
Avcılar, İstanbul,
yalper@istanbul.edu.tr

 

İnsanların, sağlıklı olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri, beyinsel ve fiziksel üretim kapasitelerini değerlendirebilmeleri ve arttırmaları, yeterli ve dengeli bir biçimde beslenmeleri ile mümkündür. Bugün az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin temel sorunlarından birisi olan yeterli ve dengeli beslenme gereksinimi, nüfustaki hızlı artış ve ekolojik değişim nedeniyle gelecekte insanlığın en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaya aday görünmektedir. Hayvansal proteinlerin insan beslenmesindeki vazgeçilmez yeri düşünüldüğünde bu sorun, hayvansal gıda üretiminin sürekliliğinin sağlanması açısından daha da büyük riskler getirebilecektir.

Hayvansal üretimde sürekliliğin sağlanabilmesi için ülkeler öncelikle var olan kaynaklarını en verimli şekilde kullanabilmenin gayreti içinde olmaktadırlar. Artan ihtiyaçların karşılanması amacıyla da hayvanların verim yeteneklerinin arttırılması ve alternatif kaynakların arayışı gündeme gelmektedir. Alternatif kaynakların aranmasında insanların değişik ve kaliteli gıdalar tüketme isteğinin de bir itici güç olduğu görülmektedir.

Anadolu Mandas¦- KarkasWB Renk Cihaz¦-

Dünyadaki manda varlığı 1980 yılında 121 milyon iken sürekli artarak 2012 yılında 199 milyona kadar yükselmiştir. Türkiye’de ise 1980 yılında 1 milyon kadar olan Anadolu Mandası sayısı 30 yılda sürekli azalarak 2010 yılında 86 bine kadar düşmüştür. 2012 yılına geldiğimizde ise Anadolu Mandası sayısının 107 bine yükseldiğini görüyoruz. Son birkaç yılda gerçekleşen bu artışta Anadolu Mandasının, TAGEM tarafından yürütülen Halk Elinde Hayvan Islahı Ülkesel Projesi kapsamına alınarak desteklenmesinin önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Önümüzdeki dönemde beklentimiz, bu projelerin yaygınlığının arttırılmasıyla, yetiştirildikleri yörelere en iyi şekilde adapte olmuş Anadolu Mandası gibi yerli ırklarımızın tanınırlığının artmasının sağlanması, üstün özellikteki ürünleriyle markalaşarak yetiştiricisine daha yüksek gelir sağlaması ve bu kıymetli ırkların kendi bölgelerindeki varlığı ve geleceğinin garanti altına alınmasıdır.

Anadolu Mandası, sütünden elde edilen manda kaymağı, manda yoğurdu, mozarella peyniri gibi nitelikli ürünlerle dikkat çekmektedir. Manda etinin ise daha çok sucuk yapımında kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin, ünlü Afyon sucuğunun lezzetinde, yapımında kullanılan manda etinin önemli bir katkısı vardır. Manda eti konusunda ise sert olduğuna dair yanlış bir kanının var olduğu gözlenmektedir. Manda inekleri 3 yaşından itibaren damızlıkta kullanılmaya başlanabilmesine rağmen, 20-25 yıla varabilen oldukça uzun bir verimlilik ömrüne sahip olabilmektedir. Manda etinin sert olduğuna dair kanı, bu kadar uzun süre yetiştiricilikte kalan mandaların damızlık dışı bırakılarak kesilmesinden sonra tüketilen etlerinin sert olarak algılanmasından dolayı yerleşmiş olabilir. Oysa, Yılmaz ve ark. (2011) tarafından yürütülen çalışmada, 6 aylık bir besinin ardından yaklaşık 2 yaşında kesime tabi tutulan 20 baş (10 erkek ve 10 dişi: sıcak karkas ortalama ağırlıkları sırasıyla 325 kg ve 288 kg) Anadolu Mandasının etlerinin 7 günlük olgunlaştırma sonrası 3,5 kg, 21 günlük olgunlaştırma sonrası ise 2,9 kg Warner Bratzler (WB) pik kesme kuvveti değerleri verdikleri ve karkas yağ renginin sarılık düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmada, Bickerstaffe ve ark. (2001)’nın 5,1 kg WB pik kesme kuvveti düzeyindeki etlerin tüketiciler tarafından yumuşak kabul edildiğine dair bildirimleri de dikkate alındığında, 6 aylık besi sonrası yaklaşık 2 yaşında kesilen Anadolu Mandalarından oldukça yumuşak kabul edilebilecek bir et üretilebileceği görülmektedir. Etin yumuşaklığı, tüketiciler tarafından etin beğenilme düzeyini belirleyen en önemli duyusal özellikler arasında yer almaktadır.

Yılmaz ve ark. (2011) tarafından bildirilen sonuçlar, manda etinin sucuk üretiminde kullanılmasının yanı sıra spesifik bir ürün olarak da tüketicinin beğenisine sunulabileceği görüşünü destekler niteliktedir. Bu durum, damızlık olarak değerlendirilmeyecek manda danalarının besiye alınarak, et üretimi ve kıymetli bir ürün olarak satışı yoluyla yetiştiricisine önemli gelir getirebileceği sonucunu beraberinde getirmektedir. Anadolu Mandası yetiştiricisinin bu yetiştiricilikten daha yüksek gelir elde etmesi, bu kıymetli yerli ırkımızın yetiştirilmesinin ve değerli ürünlerinin üretilmesinin uzun soluklu devamını umarız ki daha güçlü olarak garanti altına alacaktır.

IMG_3720

KAYNAKLAR

Bickerstaffe, R., Bekhi, A.E.D., Robertson, L.J., Roberts, N., Geesink, G.H. (2001): Impact of introducing specifications on the tenderness of retail meat. Meat Science, 59, 303-315.

FAO (2012): www.faostat.fao.org (erişim tarihi: 28.02.2014).

TÜİK (2013). T.C. Türkiye İstatistik Kurumu. Tür ve ırklarına göre hayvan sayıları, 2012. www.tuik.gov.tr (erişim tarihi: 28.02.2014).

Yılmaz, A., Ekiz,, B., Soysal, M.İ., Yılmaz, İ., Yalçıntan, H. (2011): Certain carcass and meat quality characteristics of Anatolian Water Buffalos. 8th Global Conference on The Conservation of Animal Genetic Resources, 149-156, 4-8 October 2011, Tekirdağ.